Merhaba Minik Blogumuzun Sakinleri!
Davullar Lütfen,
Bugün sizlerle resmi olarak ilk dizi yorumumuzu yorumumuzu paylaşıyoruz. İlk talihlimiz ise bu yılın ses getiren dizisi: Vincenzo.
Vincenzo'yu duymayan kalmamıştır diye tahmin ediyorum. Song Joong Ki, 2pm'den Taecyeon ve Jeon Yeo Been gibi efsane bir kadroyla ve bol aksiyonlu konusuyla hepimizi heyecanlandıran bir dizi oldu.
Bilmeyenler için konuyu ve karakterleri hızlıdan özet geçelim: Vincenzo, İtalyan mafya bir ailenin üvey oğlu ve aynı zamanda mafya dünyasında en saygın avukatlardan biri. Bir gün, tanıdığı Çinli bir kodamanın ölmesiyle ondan başka sadece Vincenzo'nun yerini bildiği altınlar ona kalır ve Vincenzo, seneler önce terk ettiği Kore'ye geri dönüp altınları almak için kolları sıvar. Ama altınlara ulaşmak, beklediği kadar kolay olmayacaktır.
Küçük bir künye oluşturalım şimdi de. 2021'in ilk yapımlarından olan dizinin 20 bölümü bulunuyor ve tüm bölümler aşağı yukarı 1 buçuk saati buluyor. en kısa bölüm 1 saat 15 dakika civarı. imdb'de 8.5 bin kullanıcının oyuyla 8.5 oy almış. Türü de romantik, komedi ve suç olarak belirlenmiş. Ancak biz dizide romantizm ve komediden ziyade aksiyon olduğunu da ekleyelim.
Karakterler çok fazla, gereksiz fazla olduğu için hepsini anlatmamız mümkün değil elbet ama ana katakterleri tanıyacak olursak:
Vincenzo Cassano: Kore asıllı bir İtalyan mafya "consigliere'si".
Hong Yu Chan: Yolsuzlukla ve illegal yollarla zenginleşmiş Babel Grubu'nu tek başına çökertmeye çalışan deneyimli bir avukat.
Hong Cha Young: Babel'in anlaşmalı olduğu Wusang Hukuk'ta çalışan başka bir avukat. Bay Hong'un varlığını pek kabul etmek istemediği kızı aynı zamanda.
Jang Joon Woo: Wusang Hukuk'ta staj yapan, eğitimini amerika'da almış avukat adayı.
Choi Myung Hee: Daha sonra Wusang'ta avukat olarak çalışmaya başlayacak hırslı savcı.
Jang Han Seo: Babel Grubu'nun genç başkanı.
Oh Gyeong Ja: Babel Grubu'yla oldukça yakın olan shinkwang bankası'nın sahibinin ölümü üzerine atılan yaşlı bir kadın. Hong Yu Chan'ın müvekkili.
Karakterleri de tanıdığımıza göre artık dizi hakkındaki düşüncelerime geçebiliriz. (Yazımız buradan itibaren spoiler içermektedir, henüz izlemeyenlere duyurulur :p)
Öncelikle şundan bahsetmek istiyorum. Konusu itibariyle Vincenzo, Kore için cesur ve eşine pek rastlamadığımız bir dizi. İtalyan mafyası olayı bence bir Kdrama için cok iddealıydı. Dizinin bu kadar yankı uyandırmasının sebeplerinden birinin de bu olduğu kanaatindeyim.
Dizinin ilk olarak İtalya'dan bir sahne ile başlaması insanı heyecanlandırıyor ancak dizi boyunca bir daha İtalya yüzü göremiyoruz. Dizide İtalya'dan kesitlere çok daha fazla yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Vincenzo karakterine gelecek olursak Song Joong Ki'ye bu karakterin tam oturduğunu düşünüyorum. Zaten çoğumuz diziye Joong Ki Oppa için başladık. Takım elbiseler içinde oldukça çekici görünen Song Joong Ki'nin arada İtalyan aksanını da duymak karnımızda kelebekler uçurdu.
Ancak İtalyan Mafyası olan Vincenzo'nun geçmişinden dizide pek fazla bahsedilmemesinin diziyi eksik bıraktığını düşünüyorum. Vincenzo'nun İtalya'daki geçmişini görmememiz gerekirdi bence. İlk başlarda çılgın ve her işin üstesinden gelebilen bir avukat olarak gösterilen Hong Cha- Young çok geri planda bırakıldı ve Vincenzo'nun sözünden çıkmayan biri hâline getirildi. Ayrica dizide herkes avukat olmasına rağmen avukatlık yapan kimseyi de görmedim açıkçası.
(Ata binen Song Joong Ki'ye düşmeyen de, ne bileyim...)
Dizide çok fazla gereksiz karakter ve lüzumsuz sahne vardı ama aşka dair pek bir şey yoktu. Karakter kalabalığı yüzünden 1 buçuk saati bulan bölümler, zaman zaman diziyi izlemeyi zor hale getirdi. Son zamanlarda başka dizilerde de alışkanlık haline getirilen bu uzun bölümlerin kdrama'ları kdrama yapan aurasından uzaklaştırdığını düşündüğümü de söylemeden geçemeyeceğim. Neyse Vincenzo'ya dönelim biz.
Dizi de bir sürü mahkeme sahnesi olmasına rağmen ne kimse avukatlık yapıyor ne hakim karar veriyor, kısacası çok şey oluyor ama hiçbir şey de olmuyor. Dizide gereksiz karakter sürüsüne sahne yazacaz diye Vincenzo ve Hong Cha- Young sahnesi pek fazla göremedik. İkisini cok yakıştırmama rağmen sadece ikisinin oldugu sahne sayısı oldukça azdı.
Dizinin asıl konusu olan plazadaki altınların çıkarılması aşırı uzatıldı. Vincenzo, Kore'ye altınlarını çıkarmak için geldi ama Kore'de Babel'i yıkmaya odaklanıp altınlarını çıkarma işini çok fazla erteledi. Plazada saklanan altınların olduğunu öğrenen kiracıların altınların peşine düşmesi mantıklıydı ancak bir anda altınların peşini bırakması çok saçmaydı. Ayrıca evsiz Gilbert madem plazada altın olduğunu biliyordu o neden altınların peşine düşmesi çözemedim. Az buzda bir şey değil 1.5 ton altından bahsediyoruz hani.
Öte yandan, Vincenzo gibi zeki olduğu belirtilen bir karakterin kasayı açmayı sağlayan iris kopyasını da panikle kasaya atmasını da pek gerçekçi bulmadım. Sonuçta giyotin dosyasını aradan çıkarmayı başarmıştı, cihazın Bay Cho'nun üzerinde olduğunu da biliyordu. Minik sayılabilecek bir detay aslında ama dizinin ana amacının çok geriye atılmasını sağladı senaryo yüzünden. Mi Ri'nin açabileceğini söylemesine rağmen son bölümlere kadar beklemeleri de anlamsızdı bence.
İyi bir şeye değinecek olursak, dizide ilgimi çeken bir şey oldu: o da normalde idol olan Taecyeon'un Joon Woo karakterinin ve rookie bir oyuncu olan Kwak Dong Yeon'un Han seo karakterlerinin üstesinden çok iyi gelmesiydi. Aptal olan veya aptala yatan karakterleri oynamak da kolay değil bence. ayrıca Kwak Dong Yeon'un o dizideki yandan gülüşünü ve karizmatikliğini de es geçemeyeceğim, umarım ileride kendini daha çok geliştirir. Kendisini başrollerde görmeyi isterim.
Bir de dizi açıkçası bir ara Kurtlar Vadisi'ne bağlıyor :D. Vincenzo hastanede 9 gün hiç uyanmadan yatmıştı ama vurulan herkes sonraki gün ayaklanıyordu, 43'te vurulup 45'te ölmediler bari. Dizide sırf senaryo öyle icap ettiği için yapılan belki de en profesyonellik dışı şey olduğunu söyleyebilirim. Tüm bunlara toplu halde bakınca dizinin 1 haftada yazılmış, acele bir senaryonun ürünü olduğu hissi uyanıyor. Bu da diziyi izlemeyi zorlaştıran başka bir faktördü.
Dizi de İtalyan müziklerinin kullanılması güzeldi ama yinede bir Kore OST'i de duysak güzel olurdu. Vincenzo'nun annesine dizi de yer verilmesi gerekliydi bence ama tabi biz çok hayalimiz daha güzel bir anne-oğul kavuşmadıydı. Dizideki favori karakterim bir güvercin olan İnzaghi'ydi. O kadar gereksiz karakterin arasında en çok işe yarayan o oldu zaten. Dizide İnzaghi aracılığıyla hayvanların insanlardan daha sadakatli olduğunun mesajı çok iyi bir şekilde verildi ve dizinin en iyi detayı buydu bence.
Bunlar bir yana, beni dizide en çok dumura uğratan kısım ise dizinin aşk sahnesinden fazlasıyla yoksun olmasıydı. Hani bence dizi bir The K2 gibi aksiyondan, vurdu kırdıdan farklı sahnelere zaman kalmayan bir dizi de değildi yani. Komik sahnelerle güzel bir suç dizisini bol bol sulandıracaklarına ana karakter arasındaki ilişki dinamiğinin nasıl geliştiğini doğru düzgün gösterebilirlerdi. Sonuçta konusu itibariyle farklı bir yapım sunmak istediklerini anlıyorum fakat kdrama sektörü de tamamen arz talebe dayalı bildiğiniz üzere. Bu nedenle kdrama çizgisinden haddinden fazla çıkılmasını da pek olumlu karşılayamadım.
Resmen dizi boyunca Vincenzo ve Hong Cha Young'un birbirlerine aşık olmalarını ve bir aşk itiraf sahnesi bekledik ancak bu konu ucu açık bırakıldı. Aralarında aşk olmasa bile Vincenzo, avukat Hong Yu Chan'in bir emaneti olarak Hong Cha Young'u da giderken Malta'ya götürmesi gerekirdi bence. Hadi beraber gitmediler peki neden o kadar zaman birbirlerini bir kere bile aramadılar anlam veremedim doğrusu. Dizi boyunca İtalya sahnesi görmedik bari Malta'dan bir sahne ile kapanışı yapsalardı çok daha güzel olurdu diye düşünüyorum.
Yazımızı burada noktalarken sizi Kingdom yarışmasının en çok konuşulan anlarından biri olan iKON'un Love Scenario+Killing Me performasının "killing part"ıyla, Chanwoo Cassano ile baş başa bırakalım.
Bizden bugünlük bu kadar öyleyse! Siz dizi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce izlemeye değer mi? Eğer izlediyseniz, bizimle aynı fikirde misiniz? Lütfen yorumlarda fikirlerinizi belirtin! Ayrıca gelecek yazılarımızdan haberdar olmak için bizi İnstagram'dan takip etmeyi de unutmayın.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere!
Simge & Duru,
xx