Merhaba, minik blogumuzun devamlı okuyucusu.
Bugün sana bir tarif vermek istedim. Çok güvendiğim ve tadını enfes derecede beğendim bir tarif. Bu tarifi uygulayınca leziz mi leziz yalancı cookieler elde etmiş olacaksın. Eminim sende malzemelerin azlığını ve her evde bulunabilir olduğunu görünce hemen tarifi uygulamak isteyeceksin. Emin ol pişman olmayacaksın. İstersen gel bir an önce yalancı cookiemizin malzemelerini öğrenelim.
Malzemeler:
- 2 yumurta (xl boy)
- 1 su bardağı şeker
- 1 su bardağı sıvı yağ
- 2 yemek kaşığı kakao
- 2,5-3 su bardağı un
- 1 paket kabartma tozu
- 1 çay bardağı ceviz (isteğe bağlı)
- damla çikolata
İşte malzemelerimiz bu kadar. Şimdi de yapım aşamasına geçelim.
Yapılışı:
1) 2 yumurta ve 1 su bardağı şekeri kaba koyalım. 2-3 dakika çırpalım.
2) Sonrasında 1 su bardağı sıvı yağımızı ekleyelim ve 1 dakika kadar çırpalım.
3) Daha sonra 2 yemek kaşığı kakao,1 paket kabartma tozu ve 2,5-3 bardak unumuzu ekleyelim ve güzel bir şekilde çırpalım.
4) Karışımımıza son olarak isteğe bağlı ceviz ve damla çikolatalarımızı ekleyelim ve iyice bir karıştıralım. Karışımımız normal hamur kıvamında değil daha cıvık bir kıvamda olacaktır.
5) Eveet, şimdi de son aşama olarak karışımımızdan azar azar alarak top haline getirelim ve tepsiye dizelim.
6) Karışım cıvık olduğundan bir kaba su koyalım ve top haline getirirken kaptaki sudan yardım alalım. Böylelikle 15-20 adet yalancı cookie elde edeceğiz.
7) Şimdi pişirme zamanııı. Tepsimizi fırına koyalım ve 180 derecede 15-20 dakika kadar pişirelim. Cookielerimiz pişerken sürekli fırınımızı kontrol edelim.
Vee yalancı cookilerimiz hazıır. Afiyetle yiyebilirsiniz. Eğer daha çok tarif yazısı gelmesini istiyorsanız, yorumlarda belirtebilirsiniz. Afiyet olsun. Sağlıcakla kalın.
#sevdenur
xx
selam! malumunuz cadılar bayramı esintileriyle dolu eylül ekim aylarıyla beraber starbucks'ın meşhur pumpkin spice latte sezonu geldi de geçti bile. ben de salgının bize ufaktan "hey, beni unuttunuz galiba!" dediği şu günlerde bir hırsla mutfağa girdim. benim neyim eksikti ki?
balkabağım. balkabağım eksikti tabi.
ben de dolabı tararken tesadüfen yarım kavanoz kayısı marmeladı buldum. denemekten zarar gelmez dedim ve işe koyuldum. sonuç olarak en az pumpkin spice latte kadar güzel bir aromalı kahve tarifini yanlışlıkla keşfetmiş oldum.
baştan söyleyeyim, bu tarifin pumpkin spice latte'den -ve starbucks'tan- tek farkı balkabağı püresi yerine kayısı marmeladıyla yapılması. eğer elinizin altında balkabağı varsa bu tarifi harfiyen uygulayıp, pumpkin spice latte de yapabilirsiniz. hadi öyleyse tarife:
malzemeler
° espresso veya filtre kahve
° süt
° kayısı marmeladı
° toz tarçın
° toz zencefil
° ezilmiş karanfil
° vanilya özütü
yapılışı
- tercih ettiğiniz kahveyi demleyin.
- küçük bir kasede kayısı marmeladı, tarçın, karanfil, zencefili karıştırın ve fincan başına 3 damla vanilya özütü ekleyip homojen ve eşit renkte bir karışım elde edin.
- tercih ettiğiniz kadar sütü bir cezveye alın. ben kahvenin 3te 1i kadar tercih ettim, daha çok eklerseniz kahve tadı veya baharat aroması baskılanabilir. sert kahve insanı değilseniz veya latte tadının daha öne çıkmasını isterseniz daha fazla ekleyebilirsiniz.
- süt kaynamaya başlamadan hemen önce karışımı azar azar ilave ederek sütle beraber pişirin. süt "haşlak" kıvama gelmeye başladığında ocaktan alın.
- sütü ve kahveyi karıştırın ve servis etmeden önce yarım tatlı kaşığı marmelatla bardağınızın duvarlarını süsleyin.
servis önerisi: kahvenizin üzerine süt köpüğü ekleyin ve küçük bir çubuk tarçın yerleştirin veya toz tarçın serpin. süt köpüğünü küçük bir kavanozda çalkalayarak, french press'in press'iyle veya çırpma teliyle çırparak elde edebilirsiniz. benim için en pratiği french press. ve süt köpürtücünüz olmadığında en yoğun köpük elde edebileceğiniz yöntem de bu.
servis önerisi 2: baharat tadının size ağır geleceğini düşünüyorsanız bardağı marmelat yerine balla da dekore edebilirsiniz.
benden bu kadar! eğer tarifi denerseniz, lütfen yorum yaparak bilmemi sağlayın. sizce daha da iyileştirilebilir mi? tadının benzediğini düşünüyor musunuz? bir sonraki kahve tarifim ne olsun? çok mu soru soruyorum?
bir sonraki yazıda görüşmek üzere, stay spicy!!! ve unutmadan, geçmiş dünya kahve günü'nüz kutlu olsun!
#duru,
xx
Merhaba minik blogumuzun devamlı okuyucusu,
Bildiğiniz gibi özellikle son yıllarda dünyada Kore rüzgarı esiyor. Kore gerek kültürü gerek dizileri gerekse şarkılarıyla tüm dünyayı sallıyor ve her geçen gün Kore'nin rüzgârına kapılanların sayısı hızlı bir şekilde artıyor.
DuSeSi olarak bizde Kore'nin rüzgârına yıllar önce kapıldık. Kore, özellikle dizileriyle bizi yıllar önce ele geçirdi. Seneler evvel içine girdiğimiz Kdrama dünyasının içinden çıkmaya inanın hiç niyetimiz yok. Bu uçsuz bucaksız Kdrama dünyasında kah ağlayıp kah gülüyor,kah senariste sövüp kah gelmeyeceğini bile bile yeni sezon bekliyoruz.
Bugün size tüm dünyanın severek izlediği Kore dizileri hakkında birkaç bilgi vereceğiz.
1) Tek Sezondur
Öyle Amerikan dizileri gibi 8-9 sezon sürmez. Tek sezonda yaşanır bütün hikâye.1 sezona efsaneler sığdırmayı başaran nadir sektörlerden biridir Kdrama sektörü. 2. hatta 3. sezonu olan Kdramalar da mevcut tabi Ancak 2. sezonu gelsin diye kendimizi paraladığmız dizilerde yok değil
2) Bölüm sayıları azdır.
Bizim Türk dizileri 60 -70 bölüm sürmez. Bazı tarihi dizileri dışında genellikle 16-20 bölümden oluşur Kore dizileri. Hatta bazı diziler varki ne olurdu sanki bir bölüm daha çekseydiniz diyorsunuz. Koreli senaristlerin fazla bölüme alerjileri var sanırım. 20 bölümden fazla hikâye yazınca alerji oluyorlar herhalde. Ama o 20 bölüme ne gözyaşları ne aşklar ne aksiyonlar sığdırdıklarını da biliyoruz tabi haklarını yemeyelim. 16-20 bölüm arasında bir başyapıt çıkarabilecek kadar yetenekli olduklarını inkar edemeyiz.
3) Bölüm süreleri kısadır.
Öyle bizdeki gibi 3 saat sürmez bir bölüm. 30 dakika ile 1 buçuk saat arasında değişir bölüm süreleri. Ama çoğunlukla 1 saatlik bölümler mevcuttur dizilerde. Hatta bu yüzden bir süre sonra 2 saatlik dizilere bile katlanamaz hale geliyorsunuz.
4) Her türlü konu işlenir senaryolarda.
Komediden aksiyona, romatik komediden drama, fantastikten müzikale her türlü konu üzerine dizi bulabilirsiniz Kdrama dünyasında. Herkesin tarzına uygun herkese hitap edebilecek dizilere sahip bu sektör. Her türlü meslek grubundan karakterlere yer veriliyor senaryolarda. Ceo'dan kasiyere, muhabirden sekretere, polisten savcıya doktoradan garsona her meslek grubunun hayatı işleniyor. Ve şuna emin olun ki senaryoları çok sağlam bu Korelilerin. Koreli senaristlerin ne kadar yetenekli olduğundan bahsettik zaten size. Zaten dünyanın Kore dizilerini izlemesindeki en önemli etken de bu. Tabi arada küfür yiyorlar orası ayrı. Böylesine özgün ve sağlam senaryoların arasında klişe sahnelerde olmazsa olmazları arasında bu sektörün.
5) Dizi Ostları(Müzikleri) Çok Güzeldir.
Kore dizide olduğu kadar müzik alanında da çok başarılı zaten. Ama dizi müziği konusunda kendilerini aşmış durumdalar. Dizilere ve sahnelere uygun müzik yapmayı çok iyi biliyorlar. Kalbe dokunan,gözyaşı döktüren, ritim tutturan ve dile pelesenk olan dizi müziği yapma konusunda en az bizim kadar başarılılar.
6) Oyucuları çok yeteneklidir.
Kore dizilerinin izlenme sebeplerinden biri Koreli oyuncuların görünüşleri bunu kabul edelim. Erkek oyuncular çok yakışıklı ve karizmatik, kadın oyucular ise çok güzel ve sempatikler. Ancak emin olun oyunculukları da kendileri kadar ilgi çekici.
Her türlü karakteri oynayıp her türlü rolün hakkından gelebiliyorlar ve her türlü rolü kendilerine yakıştırmayı biliyorlar.
Kore dizilerinin bir özelliğide oyuncuların arasındaki uyumun çok iyi olması.
Yetenekli senaristlerin yazdığı şaheserler yetenekli oyuncularla buluşunca üstüne birde oyucular arasında şahane bir uyum olunca gel de izleme o diziyi. İşte Kore dizileri asıl bu yüzden izleniyor.
Lee Min Ho, Lee Jong Suk, Ji Chang Wook,
Park Shin Hye, Park Min Young, Kim Go Eun sektörün başarılı oyucuları arasında.
7) Webtoondan uyarlama diziler de vardır.
Alıştığımızın aksine, Kdramalarda uyarlamalar genelde kitaplardan değil; webtoon ve mangalardan yapılır. Genelde başarılı şekilde uyarlansa da webtoon fan kitlesini memnun edemeyen diziler de olmuyor değil. Bu eleştirilere aldanmadan dizileri izlemenizi tavsiye ederim zira bu diziler ekseriyetle daha akıcı ve heyecanlı oluyor. Ben bunu genelde webtoon yazarlarının dizi senaristlerinin aksine yaratıcılık konusunda daha sınırsız davranabilme olanakları olmasına bağlıyorum.
Evet sevgili okurum, bugün sana bu dipsiz Kdrama dünyasının nasıl birşey olduğunu anlatmaya çalıştık. Tabi bu bir kısmıydı. Devamında size Kdramayı daha çok tanıtacak, dizi önerileri ve analizleri yapıp oyuncu tanıtımları yapacağız. Renkli Kdrama dünyasını daha yakından tanımak ve bu dünyanın bir parçası olmak istiyorsan DuSeSi'yi takip et.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere sakın bir yere kaybolma!
#duru & #simge
××